Hani birlik ve beraberlik içerisinde olacaktık?
Hani gün birlik günüydü?
Ne oldu da bu kadar birbirimize düşman olduk?
Ne ara bu kadar ayrışır ve ayrı düşer olduk?
Soruların yanıtlarını elbet hemen hepimiz verebiliriz. Asıl muhatapları daha doğru yanıtlar vereceklerdir, elbet o doğruları söyleyebilme özgüvenini ve cesaretini kendilerinde bulabilirler ise. Ama bugün geldiğimiz nokta hiç de birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuzu söyleyebileceğimiz bir gün gibi görünmüyor. Bugün geldiğimiz noktada günün birlik günü olduğu söyleyenlerin birlikte olabilmek adına çabalarının olduğunu görebildiğimiz bir gün olarak da görünmüyor.
Birlik ve beraberlik için yapılabilecek en öz tanımlardan birini şöyle yapabiliriz:
“Birlik ve beraberlik önemli bir konumda ayrıca ülkemizde siyasi bir gücün olduğunu da belirtir. Birlik ve beraberlik halkın halkla bütünleşerek sevgi ve saygı çerçevesinde karşı taraftan hiçbir beklenti içinde olmadan kendi özgür iradesiyle bütünleşip milli birliği sağlamasına denir.”
En kısa ve öz tarımıyla birlik ve beraberlik bu biçimde ifade edilebilir. Bir de Milli birlik ve beraberlik var. O da “Türk milletini oluşturan insanların, her zaman birbirlerini seven, birbirlerine inanan ve güvenen yurttaşlar olarak yurdun ve milletin yükselmesi ülküsü etrafında toplanması demektir.
Millî birlik ve beraberlik duygusu, aralarındaki bütün farklılıklara rağmen yurttaşları millet bilinci ile birleştirir. Bu bakımdan millî birlik ve beraberlik, Türk milletinin en büyük güç kaynağı ve varlığının yegâne güvencesidir.
Atatürk milliyetçiliğinin amaçlarından biri, millî birlik ve beraberliği güçlendirmektir. Milliyetçilik; Türk toplumunun kederde, sevinçte, tasada ve kıvançta ortak hareket etmesini sağlar. Millî birlik ve beraberlik, toplumun bütün bireylerini aynı amaç etrafında birleştirir.”
Bu tanımlardan sonra son günlerde yaşananlarla bir bakalım. Ülkenin Ana muhalefet partisi lideri şehit cenazesine katılıyor. Ön sırada bulunanlar arasında yine bu ülkenin bir başka partisinin lideri bulunuyor. Tokalaşma faslında zatı muhterem ellerini cebinden çıkarıp ana muhalefet partisi liderinin elini sıkmaktan imtina ediyor. Ve bu zatı muhterem televizyona çıkıp konuştuğunda da birlik ve beraberlik vurgusu yapıyor “gün birlik günü” diye söylemlerde bulunabiliyor. Sen hangi birlik ve beraberlikten söz ediyorsun acep?
Elbet toplumun önderleri, siyasi partilerin liderleri birbirleri ile tokalaşmaktan bile imtina eder bir durumda olur ve her gün de birbirlerini ötekileştirmeye, ayrıştırmaya çalışırsa toplumda da birlik ve beraberlik tohumlarının yeşerdiğini göremeyiz.
HEDEF 17 YAŞINDA
Bundan on yedi yıl önce Aydın’ın bir Hedef’i var sloganı ile yola çıktığımızda Aydın için doğru ve güzel olan şeyleri kamuoyuna duyurmayı ve Aydın’ın bulunduğu noktadan bir adım öteye taşınmasında katkı sunmayı hedeflemiştik.
On altı yılı geride bıraktık. Bugün kurucusu bulunduğum gazetenin imtiyaz sahibi değişmiş. Gürkan Aşıroğlu kardeşim tarafından Hedef siz okurlarla buluşturulmaya ve bizim yeşerttiğimiz tohumu büyütüp geleceğe taşımaya uğraşıyor. Abdurrahman Fırat kardeşimin de yazı işleri müdürlüğünde Hedef dün olduğundan daha güçlü bir şekilde yoluna devam ediyor. Gazetecilik adına doğru işler yapmaya ve doğru bildiği yolda tarafsız bir yayıncılık anlayışı ile ilerliyor.
On altı yılı geride bırakıp 17. Yılına giren Hedef Gazetesi’nin Gürkan Aşıroğlu liderliğinde, Abdurrahman Fırat’ın yazı işleri müdürlüğünde daha nice yıllar okurları ile buluşmasını diliyorum.
HANİ BİRLİK OLMA ZAMANIYDI?
AYDIN SARI
Yorumlar
Trend Haberler
ATM'lerde büyük yenilik! Para çekme ve yatırma eskisi gibi olmayacak
Aydınlı öğretmen ülke gündemine oturdu: Velilere öyle bir mesaj attı ki…
Aydın-Denizli Otoyolu işletmecisi uyardı! Sürücüler buna dikkat etsin
5 bin TL'lik banknot hareketliliği! Birbiri ardına açıklamalar yapıldı
Sürücüler dikkat! Aydın’da sıkı yönetim ilan edildi
Aydın'da o iki ürün uçuşa geçti! Üreticiler bayram ediyor
Reklam