Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü. Yılın belirli hafta ve günlerden sadece bir tanesi. Bu günde sayısız söylemler, kutlama mesajları ve kadına yönelik güzel mesajlar ile karşılaşacaksınız. Oysa Türkiye’de kadının yeri yıllar önce yazarın kitabının adında da ifadesini bulduğu gibi ‘adı yok’.
İstatistiklere baktığımızda kadının nerede olduğunu net görebiliriz. Tacizler, töre cinayetleri, kıskançlık cinayetleri, kadın cinayetleri, kadının nasıl görüldüğünün açık ve net bir göstergesi olsa gerek. Bunların yaşandığı bir ülkede 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeni ile ne kadar güzel söz söylenirse söylensin, kadına ne kadar methiyeler düzülürse düzülsün inandırıcı olmaktan çok uzak kalıyor.
Kadın önce kardeştir, sonra sevgilidir, sonra eştir ve en nihayetinde kadın ANA’dır. Ana kutsaldır. Bunun da ötesinde kadına söylenecek söz yoktur. Kadın, Nazımın da bir şiirinde ifade ettiği gibi ‘öküzümüzden sonra gelen’ değil, başımızın tacıdır, hep te öyle kalmalıdır.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutlarken bir şiirimle veda etmek isterim.
“SUÇLUYUM
Seni sevmek
Yokluğuna ağlamak
Yanımda olmana sevinmek
Uçuşan saçlarını okşamak
Kalbimi sana vermek
Tüm bunları yapmak
Suçsa eğer ben suçluyum
Bir yaşam boyu birlikte
Acı ve tatlı günlerde
Kederde tasada bir bütün
Varlıkta yoklukta
Kalplerimizin bir olması
Suç ise eğer ben suçluyum
Seninle olmak
Senin için ölmek
Seni ölesiye sevmek
Suçsa eğer ben suçluyum”