Munzam aidat anlatması zor, mantığı olmayan ve ödeyenlerin çok iyi bildiği bir aidat şeklidir. Oda ve borsalara kayıtlı üyelerin ödediği bu aidat şekli üyelerinin ticari kazancı üzerinden hesaplanıyor ve tahsil ediliyor. Gerçek kişilerin gelir vergisi beyanındaki toplam ticari kazancı ile kurumlar vergisi ödeyenlerin o yıl beyan ettiği karın % 0,5'ini odalarına aidat olarak öderler. Munzam aidat, odanız tarafından belirlenen aidatın yirmi katını geçemez. Bu aidat kanunda şu şekilde tanımlanır:
“Odalarca her yıl için; gerçek kişi tacir ve sanayicilerin gelir vergisine ilişkin beyannamelerinde gösterilen ticarî kazanç toplamı; tüzel kişi tacir ve sanayicilerin ise ödeyecekleri kurumlar vergisine ilişkin beyannamelerinde gösterilen ticarî bilanço kârı üzerinden binde beş oranında munzam aidat tahsil olunur.”
Yani siz çalıştıkça sadece siz kazanmıyorsunuz. Aynı zamanda odanız da sizinle beraber kazanıyor. Peki, zarar ederseniz ne oluyor? Odanız bu zararınıza karışmıyor. Değişik bir yaklaşım.
Odalar ve borsalarla ilgili birçok soruya sürekli olarak maruz kalıyorum. Bunun en önemli sebebi sanırım daha önce bir odada çalışmış olmam. Odalar kendi bütçelerini yöneten kurumlar olduğu için gelirlerinin artması da doğrudan üyelerinin gelirlerinin artmasına bağlıdır.
Munzam aidatı çıkaranlar ne mantıkla bunu yaptılar, neden böyle bir kanun çıkardılar bilmiyorum fakat çok adaletsiz bir yaklaşım olduğu aşikâr. Bir sivil toplum kuruluşuna üye olanlar için zaten ilgili kurumların belirlediği miktarda bir meblağı aidat adı atında zorunlu olarak ödüyorlar. Buna ilave olarak bir de ticari faaliyetlerinden dolayı zorunlu olarak bir meblağ ödemeleri çok yakışıksız bir yaklaşım. Bir de bu paraların har vurup harman savurulduğunu görmek ne kadar acı verici bir durum!
Vah ki ne vah…
Söyleyeceğim çok şey var fakat beni mazur görünüz, ülke olarak büyük acılar yaşıyoruz.
****
Geçtiğimiz günlerde daha acısını dindiremediğimiz menfur bir saldırıda kalleşçe şehit edilen askerlerimize rağmen çok uzun yazılar yazmak, olumlu ya da olumsuz görüş beyan etmek inanın içimden gelmiyor.
Ortadoğu’daki uzun süredir devam eden çalkantıda ne ekonomimizin ne de vatan evlatlarının zarar görmesine gönlüm el vermiyor.
Ülke olarak çok daha güzel ve müreffeh bir hayat yaşayabilecekken Ortadoğu’daki bitmek bilmeyen kargaşa yüzünden sürekli olarak zarar görüyoruz.
Allah şehitlerimizin mekânını cennet eylesin, kalanlarına sabırlar versin.
Sağlık, huzur ve barış içerisinde yaşayabileceğimiz günler diliyorum.