Çin’de ortaya çıkan ve korkusu tüm Dünya’yı saran “corona” virüsü, ekonomik piyasaları da olumsuz etkiledi. Haftaya düşüşle başlayan Asya borsalarının ardından hafta içinde de dünya piyasaları corona etkisinden çıkamadı. Virüsün yayılma korkusu öncelikle turizm sektörü olmak üzere bağlı birçok sektörü de olumsuz etkilemeye devam ediyor. Virüsün ulaşacağı boyutu kestirmenin imkânsız olduğunu da hesapladığımızda küresel piyasalarda oluşturacağı etkiyi de şimdiden öngörmek neredeyse imkânsız. Çin hükümeti şimdiden ülkedeki tüm seyahat acentelerine turları durdurmaları talimatını verirken, Çin Ulaştırma Bakanı Yardımcısı da yeni yıl tatilinin ilk gününde geçen yıla göre yapılan seyahatin yüzde 28.8 düştüğü bilgisini kamuoyu ile paylaştı.
Virüsün Çin’de ortaya çıkmış olması nüfus kalabalığı ve Çin ekonomisinin küresel piyasalardaki durumu dikkate alındığında bu iki yönde çok büyük önem arz ediyor. Çin, dünya’nın en çok seyahat edilen ülkeleri arasında yer alıyor. Aynı zamanda Çin^de yaşayan nüfus da dünyanın neredeyse her noktasına iş ya da turizm amaçlı seyahat ediyor. Hal böyle olunca koskoca ülkenin karantinaya alınmasının ya da seyahatlerin kısıtlanmasının küresel piyasalarda oldukça olumsuz bir durum oluşturacağı bir kesin. Virüsün sadece insandan değil de emtiadan da bulaşabileceği açıklanırsa o zaman panik havası zirveye ulaşacaktır.
Yapılan açıklamalarda seyahat şirketlerinin hisselerinde sert düşüşler kaydedildiği belirtiliyor. Lufthansa, easyJet ve AirFrance KLM’de kayıplar yüzde 4,5’i aştığı bilgisi ajanslarda yer aldı şimdiden. Yeni Yıl tatili nedeniyle birçok Asya piyasasının kapalı olduğu pazartesi günü Japonya’da endeks yüzde 1.83 düştü. Avrupa borsalarında da sert düşüşler yaşanırken, ABD borsaları da haftayı düşüşle açtı.
Virüs deyip geçmemek lazım. Virüsle ilgili birçok komplo teorisi ortaya atılmış vaziyette. Bu teoriler ne kadar doğru bilinmez fakat küresel ölçekli bir ülkede ortaya çıkması tüm dünyayı tedirgin etmeye yetti.
***
Türk-İş'in araştırmasına göre, ocak ayında 4 kişilik ailenin açlık sınırı 2 bin 219 TL, yoksulluk sınırı 7 bin 229 TL oldu. Bu veri her açıklandığında insanlar tarafından yadırganır. Açlık sınırının ve yoksulluk sınırının daha düşük olması beklenir. Çünkü 7 bin lira geliri olan dört kişilik bir ailenin yoksul olmasına ne gönlümüz ne de o ailenin gönlü razı gelmez. Fakat hesaplamanın kriterine baktığımızda 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı “açlık sınırı” ile ifade edilirken gıda, giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı da yoksulluk sınırı olarak ifade edilmektedir.
Bu sınırları kabul etmeyip karşı gelmektense kabullenip yoksullukla mücadele etmemiz oldum olası daha bir mantıklı gelir bana. Dört kişilik bir ailenin hanesine 7 bin lira girdiğini düşünelim örneğin, bu miktar ile bu ailenin yaz tatili için ülke beğenme imkanı var mı? Ya da çocuklarının geleceğini temin etmek için eğitim sigortası yapma imkanı mesela? Daha kaliteli bir sağlık hizmeti almak için zorunlu sağlık sigortasına ilave ek sağlık sigortası poliçesi alabilir miyiz bu kadar gelirle? İlave bir konut alıp yatırım yapabilir miyiz peki?
Bu söylediklerim zenginlerin yaptığı bir iş ve aylık 7 bin lira gelirle bu söylediklerimin hiç birisini yapma imkânımız yok maalesef.
Ne kadar acıdır ki, düşünce boyutunda bile zengin olamıyoruz! Fakir olduğumuzu kabul edecek bir iradeye bile sahip değiliz birçoğumuz maalesef!
Sağlıkla kalın, sağlıcakla kalın.