Bir son hazırladım kendime... İlmek ilmek dokudum her bir saniyeyi...
Gidişim sessizce olmalıydı.... Geldiğim gibi...
Ve ardım da yaralı tek bir yürek kalmamalıydı...
Hatıralarında canlanmayacak kadar silinmeliydim yeryüzünden...
Emanetin kayboluşu, varlığından daha büyük zarar vermemeliydi kimseye...
Gitmenin bile bir güzelliği olmalıydı zihnimde....
Huzuru bırakarak ardımdakilere... kayboluyorum şimdi o dehlizde...
Her hayat kendi hikayesiyle anılırdı,
Bizim hikayemiz dediğimiz tek bir hikayeydi oysaki...
İki yürek bir bedenin içinde... Bir beden iki yüreğe hasretti onun gidişiyle....
Şimdi hayallerin ve umudun ötesinde, boşlukta savrulan kimsesiz bir ruhtan ibaret benliğim....
Dua'lara tutunmuş, sessizliğe gömülmüş, kimsesizliği iliklerine kadar hisseden, evim zannettiği yürekten uzakta, evsiz yurtsuz bir avareyim şimdi...
Öldü bilsinler artık beni... Sadece nefes almaktan ibaret bu zavallı benliği...
Hazmedemiyorum artık bu koskoca dünyadaki kirli yürekleri....
Beni yok sayan tek güvendiğim yüreğin sessizliğini....
Umut aşılayamıyorum artık, yüzüme gülümseyen elimi tutmak isteyen küçücük yüreklere... Öldü bilsinler artık beni....
Ve sen Dost....
Sadece sen bil ki.....
Bırak vazgeçti zannetsinler Eylül'ü...
Bırak gitti zannetsinler... Hiç kimseye zarar vermemek için bırak sildi zannetsinler....
Sen elini yüreğine koyduğunda hissediyorsan dua'larımı yüreğimi, bırak bitti zannetsinler....
En yakından en uzağa Eylülü öldü zannetsinler...
Bir tek Dua'larımın bas kahramanı bilsin, bu ömür bitene kadar senden gayrısına ne bu yürekte yer var ne de Dua'larımda...