Bilgisayar programları doktor olunca başla akciğeri karıştıran doktorlar ortaya çıkabiliyor!

Eskiye olan özlemin her geçen gün arttığı günümüzde gelişen teknolojiye ve bilime rağmen maalesef sağlık alanında yaşanan sıkıntılar ciddi boyutlara ulaşmaya başladı. Bugün anlatacağım garip olay üzülerek belirteyim ki ilin önde gelen hatta ihtisas sahibi olarak bilinen Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi’nde yaşanmış bir olay…

Aydın Umurlu’da yaşayan 52 yaşındaki Nilgün Benli isimli bir anne şiddetli baş ağrısı ve bulantı şikayeti ile ambulansla ADÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılıyor. Kadıncağız burada şikayetinin baş ağrısı olduğunu belirtmesine rağmen doktorlar tarafından akciğer filmi çekilip bir şeyin yok denilerek 5-6 saat müşahede altında tutulduktan sonra taburcu ediliyor.

Ancak talihsiz kadın daha kötü bir vaziyette gittiği evinde baş ağrısı ve bulantısı dayanamaz boyuta gelince baygınlık geçirince yakınları tarafından yine ambulansla Aydın Devlet Hastanesi’ne kaldırılıyor. Burada yapılan tetkiklerde ise Nigün Benli isimli kadının beyin kanaması geçirdiği tespit ediliyor. Şu anda yoğun bakımda komada olduğunu öğrendiğimiz Nilgün Benli’nin tedavisi devam ediyor.

Buradan gelecek olduğumuz nokta şu; Eskiden hastaneye gittiğimizde doktorlar hastayı dinler, muayenesini yaptıktan sonra tetkik isterdi. Maalesef hekimler artık hastayı değil sadece bilgisayar programlarını dinlemeye başladı. Dinlemediğin muayene etmediğin bir hastanın şikayetinin sebebini nasıl belirleyeceksin ki?

Her fırsatta reklam kokan açıklamaları ile gündeme gelen ADÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir’in bu konuda yapılan haberi okuduktan sonra konuyla ilgili ne yaptığını merak etmiyor değiliz. Çıkıp bir açıklama yapmasını beklerdik ama sanırım Kuşadası ve diğer ilçelerde tebdili kıyafet ile denetim yapıyormuş havası vermekten yanı başındaki hastaneye gidip konuyu sormamış olabilir.

Sayın Hocam, gerçekten ADÜ Hastanesi artık S.O.S veriyor. Lütfen bir kere de vatandaş gibi hastaneye gidin. Hatta parası pulu olmayan köylü Ahmet ve Ayşe gibi gidin. Vatandaşın halini bir görün. Sıra almak istediğinizde önce param yok deyin, 5-6 ay sonraya gün verdiklerinde cebinizden tomarı ile para çıkarıp, “Bu işin başka bir yolu yok mu? Daha erken bakılmak istiyorum. Para möhim değil” deyin. Bakın size verilen sıra nasıl da aylardan günlere düşecek.

İşini doğru yapan herkesin başımız üzerinde yeri var. Ancak hekimlere de hatta isminin başından Doç. veya Prof. ünvanlı olan hekimlere de halk adına birkaç söz söylemek istiyorum. Lütfen idare veya yöneticilerle olan kavganızın öcünü vatandaştan almayın. Belki aldığınız paraları taşıdığınız ünvanlara yakıştıramayabilirsiniz. Ancak o gariban vatandaş sizin anneniz, kardeşiniz de olabilir.

Şimdi bu beyin kanaması geçirmesine rağmen akciğer filmi çekip ‘Bir şeyin yok iyileşirsin’ diye evine gönderdiğiniz ancak beyin kanaması geçirdiği için zamanında müdahale edilmediğinden ötürü komada iyileşmeyi bekleyen bu teyze ile nasıl helalleşeceksiniz!

Ben yetkili biri olsam çocuklara eskiden her sabah andımız okutulduğu gibi sizlere de Hipokrat yemini ettiririm…

Belki bu şekilde sorumluluklarınızın ve ettiğiniz yeminin farkında olursunuz.

Bu arada işini layıkıyla yapan fedakar hekimlerimize saygım sonsuz… Ancak ADÜ’de çalışıp Devletin tüm olanaklarına rağmen vatandaştan daha çok para koparmak için kutu kadar özel hastanede gayriyasal ameliyat yapan hekimleri de vicdanları ile baş başa bırakıyorum.

Kalın sağlıcakla…

DİĞER YAZILARI