Aydın’da dünden bugüne ünlü olarak zikredilen şahsiyetlere göz gezdirdiğimizde;
***
Spartalı General Thimbron’dan Yörük Ali Efe’ye, Adnan Menderes’ten İsmet Sezgin’e kadar geniş yelpazedeki siyasi isimlerin yanı sıra futbol, sanat, medya, iş ve tiyatro dünyasından da bir çok isim sayabiliriz.
***
Her ne kadar halihazırdaki bir çok ünlü ismin, kısmen Aydın ile bağı kopuk olsa da belki bir gün ileride belirli günler organize edilerek bu ilde yetişmiş ünlülerin, hemşerileriyle yılda bir kere de olsa bir aya gelmeleri umarım bir gün mümkün olur.
***
Aydın’ın tabi ki en bilindik dört efesi denilinceyse akla gelen dört ana ürünümüz; İncir, zeytin, pamuk ve kestanedir!
***
Bu dört ürün özelinde her ne kadar üretimden bir tık ötesine pazarlama ve gıda sanayi özelinde geçebildiğimiz zeytin örneğin daha fazla göz doldursa da son zamanlarda incir cipsi gibi inovatif girişimlerle katma değer kazandırma hamleleri de bariz göze çarpıyor.
***
İlimizde sıfırdan zeytin ve zeytinyağı fabrikası kuracak donanım ve güce sahip markalara sahip olmamız da göğsümüzü kabartıyor.
***
Yani fabrika yapan fabrikaya da sahibiz ancak Aydın olarak bu değerlerimizden ne kadar haberdarız orası muamma.
***
Konuyu biraz daha açarsak; Geçtiğimiz günlerde bir ziyaret vesilesiyle ilimizin değerli iş insanlarından İbrahim Polat ile tanışmak nasip oldu. Gerçekleştirdiğimiz ziyarette yaklaşık 1.5 saatten fazla kendisiyle sohbet etme imkanı da bulduk.
***
İleride hayat hikayesini de yazmayı planlayan Polat’ın açıkçası anlattığı her bir cümleden bir Aydınlı olarak feyz aldım ve gurur duydum!
***
Meslek hayatına bir soğuk demirci çırağı olarak başlayan ilkokul mezunu Polat’ın bugün 187’ye yakın ülkeye ihracat yapabilir konuma ulaşan bir holdingin başında olması, bana göre başlı başına Aydın için büyük bir değerdir ve iftihar vesilesidir.
***
Kendisinin ziyaretimizde biz gençlere yönelik nasihat ve tavsiyelerinden açıkçası bu ildeki her gencin doğrudan istifade etmesi de gerekiyor.
***
Bu noktada zaman zaman türlü üniversitelerde seminerlere çağrılan ve başlı başına bir başarı öyküsü olan hayatından bahsetmesi istenen İbrahim Polat’ın, üstüne basa basa eleştiriye açık olduğunu söylemesi de bana göre çok önemli.
***
Çünkü doğrudan eleştirilmek istendiğini bize de iletti ancak ne yazık ki eleştiri konusunda etrafından pek verimli dönüşler alamadığının da altını çizdi.
***
Bu nedenle kendisine yönelik nasıl bir eleştiri getirebilirim diye kısmen düşündüm ancak henüz bulamadım.
***
Çünkü laf olsun diye de eleştirmek olmaz keza kendisinin yapıcı eleştiri noktasındaki beklentisi de bir çocuk gibi büyüttüğü şirketinin kurumsal vizyonuna veya doğrudan şahsına dönük olarak ortada.
***
Bir gazeteci olarak kendime eleştirimse ‘İbrahim Polat’ın tam olarak kim olduğundan ve kısmi hayat hikayesinden benim henüz yeni haberdar olmamdır.
***
Vesselam; İyi ki Aydınımız, ‘İbrahim Polat’ gibi bir değere sahip!
Sayılarının daha da artması dileğimle…
***