Aydın’da ciddi anlamda yerel ölçeğe bakıldığında her partiyi kapsayan ciddi bir siyasi erozyon, günden güne büyüyor.

***

Partilerde yönetici kademesindeki isimlerin ilin ali menfaatleri adına siyaset üretememesi bir kenara, muhalefet bloğunun üstündeki ölü toprağının katmanı da seçimlere az bir süre kalmasına rağmen öylece duruyor.

***

Sorulduğunda, ‘her daim sahadayız, vatandaşın gönüllerine dokunuyor, sıkılmadık el, çalmadık kapı bırakmıyoruz’ tarzındaki klasik söylemlerin dışında, vatandaşın hangi sorunlarına çözüm bulabildiklerini bir kenara bırakırsak, Aydın’ın yarınları adına hangi kanayan yaraya parmak bastıkları sorumuz havada kalıyor.

***

Oysa geçmişe dönük bakıldığında, ciddi anlamda ilin ali menfaatlerini sorgulayan, sorunları yerinde irdeleyip basın açıklamaları düzenleyen, Aydın’ın yarınları adına elini taşın altına koymaktan da imtina edilmeyen bir siyasi atmosfer çok da uzak değil!

***

Bu noktada örneğin Aydın İncir konusunda bile ilin erklerinin ortak masada buluşup, ortak ve geniş katılımlı bir festival organize edememeleri bile ayrı bir soru işareti.

***

Buharkent’te ayrı, Germencik’te ayrı ‘İncir Festivali’nin düzenlediği Aydın’da, ortak talepler için ortak bir söylem geliştirip, tüm milletvekillerinin de ortak bir masada ilin tüm erkleriyle hiç bir bütün olabildiğini görebildik mi?

***

Hayır!

***

Oysa düşman işgalinden kurtuluşunun ikinci yüzyılına bu yıl 7 Eylül’de adım atan Aydın’a yakışan tavır, bu ilin yarınlarını birlik ve beraberlik içinde yerinde siyaseti de bir kenara bırakıp omuzlamak değil midir?

***

Öyledir, fakat işte yukarıda bahsettiğim ‘Siyasi Erozyon’ buna müsaade etmiyor. Çünkü siyaset yaptığını zannedenlerin ilin menfaatleri adına bireysel menfaatlerine odaklanmaları, Aydın’ın ortak bir ruhla kenetlenmesine de mani oluyor…

***

Yine de yarınlar için ümidimiz yok değil!

***

Umarım bu ümidimiz bir gün vücut bulur!..

***

DİĞER YAZILARI