Önce kavramda anlaşalım. Toksinler ya da zehirler / ağılar, mikroorganizmaların salgıladıkları zehirli maddelerdir.
Üründen yıkamakla falan arındırılamıyor. İnsan vücuduna girince de başka sağlık sorunlarının temeli atılıyor. Uzun süre maruz kalınca ölümcül hastalıklar…
Aydınlılar için ilk akla gelen geleneksel ürünlerin başında yer alan incirin belalısı alfatoksindir. Ardından yine küflü ortamlarda üreyen okratoksin geliyor.
Konu geniş ama özetlemek gerekirse, adı kadar tehlikeli bu toksinler… Çünkü gözle görülmeyen, laboratuvar testleriyle tespit edilebilen toksinlerin yüzlerce çeşidi var.
İncirde aflatoksinin belirlenmesi için karanlık ortamda test yapılıyor. UV lamba altında yeşilimsi sarı renkte floresans renk veren incirlerin ayıklanmasıyla temizlenebiliyor.
Aydınlı üretici, geçen yıllarda aflatoksin tespit edildiği için AB ülkelerinden geri gönderilen incirin bu sezonda karanlık odadan hüsranla çıkmaması için önlem alınmasını istiyor.
Haklı olarak şimdiden endişeye kapılıyor.
Önlem alınabilir mi? Üretici temsilcileri ve uzmanlar, “evet ama kuraklıkla mücadele edilen bölgemizde çok zor” diyor.
Ancak ağaçların yeterli suyu alıp dirençli olması halinde verim ve kalite yüksek olabilir.
NE ÇEKTİNİZ ŞU ZEHİRDEN
Son yıllarda “toksik ilişki” sözcüğü psikologların dilinden düşmüyor. Bu ilişki türünde bir tarafın desteklenmediği, aşağılandığı, zarar gördüğü, üzüldüğü, münipüle edildiğini hissettiği, duygusal, fiziksel ve psikolojik sağlığı tehdit altında olması söz konusudur.
İncir üreticisinin aflatoksin karşısındaki durumu bundan farklı değil sanki… Üstelik maddi kayıp da eklenince tam oluyor.
Psikologlar, toksik kişilerden kurtuluş formüllerini maddeler halinde sıralıyor. Hepsini okuduğunuzda mevcut koşullar içinde kurtulamayacağınızı öğretmiş oluyorlar!
Biz sadece inciri ele aldık ama bu aflatoksin ülkemizde üretilen fındık, fıstık, ceviz, bademden tutun da daha pek çok gıdada rastlanıyor. Hatta fındık gibi kabuklu ürünlerdeki aflatoksin giderilemiyor.
Bugünkü manşetimizde incirin üreticisi, çiftçi temsilcisi, satış ve pazarlamasındaki ilgili kişilerin görüşlerine yer verdik. Anlaşıldığı kadarıyla maliyet artışını da getiren alfatoksinden kurtulmanın en kestirme yolu; oluşmadan önlem almak…
Her şeye rağmen ortaya çıkıyorsa da çiftçiye güçlükle yetiştirdiği ürününe bir de laboratuvar testleri gibi maliyetleri yüklemek haksızlık olur.
Devletin güçlü eliyle incir üreticisi yıllardır sürdürdüğü “toksik ilişki”den kurtulabilir.
TOKSİK DÜNYANIN MUĞDURLARI
Kim buldu bu “toksikoloji” denilen zehiri?
Kızmıyoruz, saygımızı sunmak için araştırdım.
Paracelsus (1493 – 1541) adına rastladım. 16. yüzyılda Paracelsus’un zehiri tanımlarken kullandığı “her madde zehirdir. Zehir olmayan madde yoktur; zehirle ilacı ayıran dozdur” ifadesinin bugünkü modern toksikolojinin de çıkış noktası olduğunu öğrendik.
Öğrendik de ne oldu?
Bizi zehirli yiyeceklerden, toksik ortamlardan koruyabiliyor mu?
Bütün umudumuz kendimizde ama maruz kaldığımız zorunluluk içinde çaresiz olduğumuz da gerçek.
Tıpkı psikologların toksik kişilerden kurtulmanın yollarını anlatmasının aşağılanan, zarar gören kişiyi koruyamaması gibi…