Bu dünyada her şeyin bir sebebi olduğuna inananlardanım. Tanıştığımız bir insanın, bir olayın hayatımızda mutlaka gidişata yön verecek bir sebebi olduğuna inanırım hep. Moralimin kötü olduğu ve yazmaya ara vermeyi düşündüğümü söylediğim gün, gazeteye gelen bir mektup değiştirdi düşüncemi.
Yüreğinin sesini kısan insanlara inat, yüreğinin sesini sonuna kadar açıp, yüreğindekileri söyleme cesaretine sahip olmalı insanlar, tam olarak yaptığım buydu aslında. Yüreğimin sesiyle yazmak, yüreğimin sesiyle konuşmak ve yüreğimin sesiyle hareket etmek.. Yüreğiyle hareket eden insanlardan zarar gelmez ve bilirim ki, cesareti olan insan yüreğindekileri özgürce söyleyebilendir. Asıl özgürlük, asıl cesaret budur hayatta. Maddiyat dediğiniz şeylere boğulup bir gün kaybettiğiniz şeylerin maddiyattan daha önemli olduğunu gördüğünüzde keşke dememeniz içindi tüm çabam.
Ve bir insanın yüreğine dokunabilmek.. Sanırım en önemlisi de bu. İnsanların yüreğinin sesini kısmadığını birkaç yüreğe dokunabildiğimi görmekten büyük bir mutluluk yok sanırım. Aydın E Tipi Kapalı Cezaevinden gelen bir mektup, Bana erken doğum günü hediyesi oldu. Yüreğinizin sesini hiç kısmayın olur mu...
Köşe yazımdan esinlenerek TURGAY GANİM ve CEYHUN KURT'un yazmış oldukları yazıyı paylaşmak istiyorum.
KEŞKELERDE KAYBOLAN HAYATLAR...
İnsanın kendi değil midir? Kendine zarar veren umutlarını yok eden kendi değil midir? Çareler içinde çaresiz kalan oysa yaşanması gereken o kadar güzel güneşli günler varken kendini karanlığa iten gene insanın kendi değil midir? Çok zor değildi aslında sevdiklerimizin kıymetini yanımızdayken bilmek, onlarla yolumuza devam etmekle çoğumuz aynı hataya düşüyoruz. Çünkü yanımızdakilerin kıymetini, değerini kaybedince anlıyoruz. Çünkü biz onları hiçbir zaman kaybetmekten korkmadık. Korkmalıydık aslında o yüzden kısacık hayatlarımıza kocaman keşkeler sığdırıyoruz. Keşkelerle yaşıyoruz. Anlık mutluluklar için kocaman mutsuzluklara yelken açıyoruz. Keşkelerde boğuluyoruz. Yaşamak dediğimiz bu yolda arkamıza dönüp bakamayacağımız kadar umutsuzlaşıyoruz. Hayatlarımızı, hayallerimizi bir kenara bırakıp yerine pişmanlıklar ve yarım kalmışlıklarla devam ediyoruz. Kısacası yanımızdayken değerini bilmediğimiz, kaybettikten sonraki keşkelerimiz. Belkiler umut olsa da keşkeler hep can yakıyor.
TURGAY GANİM & CEYHUN KURT