Gelecekle ilgili umudu tükenen insan normalin dışına çıkar, değişik tavırlar ortaya koyar. Günümüzdeki yaygın anlayışa göre birikim ve yatırım şansı kalmadığını düşünenlerin elindeki kaynakları “yarınlar yokmuş” gibi harcamaya girdiği yönünde...
İngilizcede “Doom spending” yani “Kıyamet harcaması” diye Türkçeye çevrilip kavramsallaştırılan bu duruma nasıl bakarsanız bakın kesin bir sonuç çıkaramazsınız.
En yakından bir örnek verelim. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun ilçe belediye başkanlarıyla birlikte açtığı Koçarlı Market’in durumuna göz atalım. Mağazanın kapısından girip çıkanlara bakınca bir yoğunluk, kasaya bakınca… Yok, burada kıyamet harcaması falan göremezsiniz.
Koçarlı Belediye Başkanı Özgür Arıcı, temel amaçlarının piyasaya göre daha ucuza alış veriş fırsatı sunmak olduğunu söyledi. Yarı fiyatına mı? Bu mümkün değil. Çünkü ürünlerin gerçek bir piyasa değeri var. Ancak vatandaş, 3-5 liralık ucuzluğu bile kar sayabiliyor. Bunun için belediyenin hizmetini minnet duygusuyla karşılıyor.
Ucuz olduğu varsayımıyla mağazaya girip tek ürün alarak çıkan bir kişiye, “İhtiyacınız bu kadar mı?” diye sorsanız; “Param buna yetecek kadar” yanıtını alırsınız. Ancak parası olanların çılgınca alış veriş yapabileceği bir durum kıyamet harcaması...
Türkiye’nin nüfusu geçtiğimiz günlerde 85 milyon 664 bin 944 kişi olarak açıklandı. Bir haftada 86 milyon olmuş mudur? Yok, o kadar da olamaz!
Alışveriş merkezlerindeki yoğunluğa, lüks araçlara bakıp “Bir de millette para yok diyorlar” teranesini bilirsiniz. Nüfusu 86 milyona dayanan bir ülkede bir AVM dolusu zengin olsa ne yazar… Kıyamet alışverişi var mı?
İnsanların türlü halleri var. Sosyolojik olarak bir Anadolu insanı öyle davranmaz. Yani elinde kalan son kuruşunu mutlaka saklar. Yarınlarından endişe duyuyorsa daha çok biriktirmek ister.
Ancak 5. kalite tekstil ürünlerini “Ne alırsan 150 lira” diye satanların başında kıyamet harcaması var. Üstelik, “100’e olur mu?” diye pazarlık yaparak… Buna günlük alışveriş coşkusu denebilir. Yani Doomsday spending!
İnsanlarla ilgili aşırı genellemelere karşıyım. İnsan tam olarak “şu” dediğinizde başka bir şeye dönüşen varlıktır. Kendi duygularımızdan bile emin değilken genel insan davranışını bir sözcükle genelleştirmek haksızlıktır.
Yine de elindeki avucundaki varlıklarını “Benden sonrası tufan” diyerek harcamak isteyenler olabilir? Bunu yapmayın!
Hayat inişli çıkışlı, iyisiyle kötüsüyle dünya var olmaya devam ediyor. Tarihte insanlık ne krizler gördü; aştı geçti, bugünlere geldi.
Daha iyisi olamaz fikri tamamen bakış açısıyla ilgili bir durum. Daha kötüsü olamaz düşüncesi de aynı kapıya çıkar. Hayat bizim fikrimizin dışında akıyor, dünya bizden bağımsız dönüyor.
Finans durumunuzla ilgili önlemini almazsanız; kişisel kıyametiniz yakındır. Deli gibi para harcamak yerine öncelikli ihtiyaçlara doğru harcama yapın.
HARCAMAK RAHATLATMAZ
İş, aile ve sosyal çevresel baskıların yarattığı ekonomik belirsizlik, stres gibi durumlarla başa çıkmak için alışverişe yönelmek geçici bir rahatlık sağlayabilir. Uzun vadede stres derinleşir, pişmanlıklar artar, finansal sorunlar büyür. Bu kesin!
Yeri gelmişken konuyla ilgili sosyoloji, psikoloji ve iletişim eğitimlerden geçmiş biri olarak söylüyorum; lütfen uyarılarımı dikkate alın! Karlı çıkarsınız, güvenin bana…
Kıyamet harcamasını (doom spending) tetikleyen en etkin yollardan biri internetten kolayca alışveriş yapabilmek. Ayrıca sosyal medya, kişilerin kendilerini başkalarının yaşamlarıyla kıyaslayarak yüklendiği duygusal tatminsizliği de alışveriş yapmayı tetikliyor.
Kaynaklarınızı tüketen kıyamet harcaması tuzağına düşmemek için alabileceğiniz bazı önlemleri şöyle özetleyelim:
Harcamalarınızı duygularınıza göre değil, gerçek ihtiyaçlarınıza göre belirleyin. Gelirinize göre bütçe oluşturun, gerçek alışveriş listesi hazırlayın, bunu takip edin ve sadık kalın.
Kişisel duygu analizi yapın. Kendinizi kaygılı hissettiğinizde gereksiz harcama yapabilirsiniz. Stres seviyenizi düşürecek hobiler edinin. Sosyal ve duygusal olarak destek alın.
Son olarak “param var, harcarım” diyenlere bir de ihtiyacı var ama parası olmayanları da düşünmesini öneririm.
Kıyamet harcamasına rağmen kaynakları tükenmeyenler; bugünün yarını da var. Paranın sonu gelmeyebilir ancak dengeyi gözetmeyenler yüzünden sosyal kıyamet gelir, niye gelmesin?
Görünür varlıklarını olanca ihtişamıyla olmayanın gözüne sokanlar yüzünden kıyamet kopar.
En çok da dengeyi bozanlar kaybeder.