doğruya doğru
su getirmedi
bin dereden
sade ışık tuttu karanlığa
sade ışık
ama
nereden
bilebilirdi ki
muallime hanım
nereden
ikindiden sonra
ömrünün dolduğunu
ve bir bomba olduğunu
o kitap paketinin…
***
Bu şiiri 6 Ekim 1990’da yaşamdan koparılan Doç. Dr. Bahriye Üçok’a ithafen 2014’te yazdım.
***
Şu bilinmelidir ki; Türkiye’nin yetiştirdiği aydın kadınlarımızdan olmasının yanı sıra “Çağdaş İlahiyatçı” olarak tanınan Bahriye Üçok’u, okumayı çok sevdiği için bizzat ev adresine gönderilen bombalı bir kargo paketi ile kalleşçe öldüren sözde “İslami hareket” isimli örgüt ve türevleri bugün halen sinsi bir şekilde varlığını sürdürüyor.
***
Dün “Ilımlı İslam”, ‘Medeniyetler Arası Diyalog’ sloganlarına sığınıp aynı zamanda Vatikan’ın gizli kardinali olarak Yüce Dinimiz İslam’ı deforme etmeyi kendisine misyon edinmiş FETÖ elebaşısının, 15 Temmuz’da nasıl bir hain kalkışmaya yeltendiğini hep birlikte müşahede ettik.
***
Laik ve Hukuk Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne doğrudan kastedecek ve bunu hayati görev olarak addederken dini saiklere sarılan bazı güruhlar, ne yazık ki etkin bir şekilde halen içimizdeki türlü tarikatlara yuvalanmış durumda!
***
Hele FETÖ elebaşısının 17-25 Aralık’tan sonra mevzi değiştirmeleri noktasında talimatlandırdığı örgüt üyelerinin diğer dini cemaat ve tarikatlara sızdığı istihbarat raporlarına da yansımışken, esasen tüm bu tür oluşumlara karşı her zamankinden daha fazla dikkatli ve uyanık olunmalıdır.
***
Dokuz Eylül Üni. Eğt. Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esergül Balcı ve ekibinin 2020’de 4 ay süren saha çalışması raporuna göre, "30 tarikat, 400 kol ve sadece İstanbul’da bulunan 445 tekke, ulusal güvenliği tehdit eder duruma gelmiştir" noktasındaki tespitini tekrardan hatırlıyorum.
***
Bu vesileyle Doç. Dr. Bahriye Üçok’a, FETÖ ve türevlerinin dünden bugüne canlarına kastettiği her aydınımız ve yurttaşımıza da Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
***