Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızda ayrılışının 83. Yıldönümünde ne söylesek, özlemimizi hangi ifadelere sığdırsak az gelir…

Yine de ben bu 10 Kasım’da bir anısını ve Aziz Ruhu’na ithafen 20 yaşında yazdığım bir şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum;

“Bir akşam kendisine nazı geçenlerden biri:
Düşünmelisiniz ki, eğer ölürseniz; heykelinizi paramparça ederler. Yaptıklarınızın hiç biri ayakta kalmaz. Çok yaşamağa bakmalısınız, dedi.
Ben de sofra da idim. Güldü, işte o zaman bize gönlünün sırrını açtı:
– Unutmayınız ki Mustafa Kemaller yirmi yaşındadır, dedi.”

SARIZEYBEK

" Ben O'nu Erbain Soğuklarında Doğurdum..."
( Zübeyde Hanım)

1.

dili olsa da konuşsaydı
Koca Kasım Paşa Mahallesi
Islahhane Sokak
erbain soğuklarıydı
dört yan bardaktan boşanırcasına sağanak

erbain soğuklarıydı
Selaniğin üstünde bir örtü bembeyaz
yüzyılın en yoğun karı
ve bir adam geziniyordu bir odada
bir aşağı bir yukarı
erbain soğuklarıydı
doğdu Türk'ün medar-ı iftiharı

kirli bir çocuk yüzü sarkıyordu göğe
Selanik fukara
Selanik sökülemeyen bir yara
kirli bir çocuk yüzü sarkıyordu göğe
yıldızlar da benim gibi yetim diyordu
güneşle ay da

2.

tutuklu bir mahkum simetrisi
özgürlüğe kıyı ücralarda firari
Taşkışla Zindanı ziyadesiyle karanlık
Taşkışla Zindanı sinsi
ve yarım güneş dilimi
loş bir pencere içre
iki büklüm turunç
ve iki hüzün yarığı yanaklarında ıslak

görmemeliler
turuncu bir ıslık ağzında
yarım şişe ay
görmemeliler diyorum
karanlığında yıldız raksı
döner gece ufuklanıncaya kadar ışıl

ah şemsiye tutar soruların
sus düşünülmesi yasak kelimelerinin
içinden dahi geçmemeli
geçerse kurşun
geçerse zindan
geçerse urgan çeker ruhun
sus düşünülmesi yasak kelimelerinin

3.

bir yıldırım düşüyordu Anafartalara
ve sarışın bir Türk Subayı'na çarpıyordu dünya
zaman göğsünde zırh olmuştu bir süvarinin

sıktı dişini yumruğunu
bizimdir dedi mutlak zafer bizimdir
dize geldi Conkbayırı, Seddülbahir
ve ölmeyi emrettiği Mehmetçiğe ansızın
tekbirle inledi cümle zevahir

4.

Bir çift mavi göz süzüldü boğaza
Kartal İstimbotu'ndan
Zulasında kallavi keder
Bir sigara yaktı
Kuşatılmış şehrin hüznüne doğru
-Aldırma çocuk alayı da geldikleri gibi gider

ay yanıklarıyla doluydu
Karadenizin çoşkulu teni
gümüş sancılarla titriyordu
ve kan ter içindeydi bedeni yıldız yıldız
galiba felaket sarhoştu
bu kez acayip sallanıyordu hayırsız

yine de tutası geldi ellerinden
sımsıkı sarılası geldi
Karadenizin gümüş sancılarına
ve sırılsıklam olma pahasına
süzülüp gidesi geldi
gecenin masmavi karanlığına
Kürşat ihtilali gibi mağrur
kürşat ihtilali gibi gözüpek ve cesur

5.

anlamak pek mümkün değildi ama
garip şeyler oluyordu Anadolu'da
önce sarışın ve mavi gözlü bir zeybek
ayak basıyordu Samsun'a
sonra güneş bir aya kalmadan
karanlığı evire çevire bir güzel benzetip
yakışıklı bir siluet olarak yansıtıyordu
Ardahan Damal'da Karadağ sırtlarına

anlamak pek mümkün değildi o zeybeği ama
devasa bir arslana benziyordu alev yeleli
ve dar geliyordu Kocatepe'ye pençeleri
hele öyle bir kükrüyordu ki Ege kıyılarına doğru
düşman zor alıyordu serin sularda soluğu

velhasıl acayip şeyler oluyordu Anadolu'da
önce sarışın ve mavi gözlü bir zeybek
ayak basıyordu Samsun'a
sonra o zeybek
'İstikbal Göklerdedir' deyip
uzatacak oluyordu ayaklarını
yıldızlara ve aya...